5 Şubat 2009 Perşembe

korku

İnsan korkusunu hep yanında mı taşıyor? Büyük bir çanta gibi zihin. Büyük mü büyük bir kadın çantası -kadın mı büyük, çanta mı belli değil, herkesin kendi kadın ve çanta deneyimine bağlı değişiyor-. İçinde ne olduğunu kendisi bile bilmiyor. Ne olabileceği konusunda elbette fikri var; ama bir şey aradığında altını üstüne getirmeden bulamıyor. Sonra en olmadık zamanda bir not kâğıdı, uzun zamandır bulamadığı bir toka, bir telefon numarası karalanmış bir gazete parçası... Bir sinema bileti, bir çamsakızıçobanarmağanı ve sırf bu özelliği nedeniyle çantanın en derinlerinde kaybolmaya terk edilmiş bir şey -süs, bir küpe parçası ki teki kim bilir ne zaman nerede düşmüştür-... İnsan insanları hep zihninde mi taşıyor? Ben -de- kalpte taşındığını sanırdım. Elimi kalbimin üstüne koymam bundandı. Elimi boynumda tutarken peki? Eski bir boğma isteği - kimi mi? Kendimi, en başta kendimi; sevdiğim veya sevmediğim pek çok şeyi barındıran kendime en yakın olan birini sonra-. İnsan kendini bir yerde bırakabilir mi? İnsanın kendini terk edeceği huzurevleri kurulsun. Kendi-evleri. Eski bir Trakya sözü: kendiliksiz. Kendimi terk etsem, istemezsem hiç geri almasam, ya da hadi o kadar da olmasın da, tatile giderken evin anahtarını komşuya bırakmak gibi olsun; çiçekleri sulasın diye. İnsanın içinde kalmaz mı acaba, evine bir başkasının gireceğinin irkiltici hissi? Evin anahtarları - sadece o evde yaşayanlarda olması gereken bir giriş izni; anahtarın bunca değerli bir imgesi olması boşuna değildir sanki. Kalbimin anahtarı geliyor elbet bir de insanın aklına. İnsanın kalbinin anahtarı olur mu? Buna sonra geleyim; şimdi yine bir kendi ilişkisi. Kendi-evi sözü başka bir anlam -daha- kazanır böylece. Bir çeşit yuva gibi, ya da hayvan barınağı gibi: Tatile mi gideceksiniz; peki neden kendinizi de oraya sürükleyesiniz ki? Onbeş günlük kendi-kasası satın alın; kendinizi güven içinde o kasada saklayın; döndüğünüzde alır ve yaşamınıza devam edersiniz. Böylece kendinizle ilgili hiçbir sorununuz sizinle gelmez. Neden kasa dedim? Kendisi insanın, bunca değerli mi? Eğer öyleyse neden bir yere bıraksın ki? Ve tam tersi, bunca değerliyse neden sürekli yanında taşıyıp eskitiyor ki? Bunu daha önce farklı düşünmüştüm. Bir urne idi gözümün önüne gelen. Toz - insanın kendisi. Kir? Sanmam. İnsan kendisini hep yanında taşımak zorunda mı?

1 yorum:

  1. sen zaten kenddin bir ksa olmak özelliği taşıdığın ve o kasayı ancak kendine bırakabileceğin ve -zaten bu anılarınla, kasadakilerle varolduğun ve bunu sevdiğin için hatuncuksun unutma-için bence bu düşüncenin korkusundan korkma! Biz insanoğlu korkam düşüncesinden korkarız hepppppppp.

    YanıtlaSil